16 Eylül 2014 Salı

ikincikat & yarınınoyunları

Yaz geliyordu ve tiyatro sezonu kapanmak üzereydi. Sahnelerin neden yazın kapandığına hiçbir zaman anlam veremedim zaten. Hayat her mevsim üzerimize gelmeye devam ediyor ve sahne, üzerimize gelen hayatı aralayıp dışarı baktığımız, hayatımıza dışarıdan baktığımız, serinlediğimiz yer…

Bu yaz kendilerine çok teşekkürler olsun ki, ikincikat ekibi sayesinde sıcaktan kavrulmadık…ikincikat ve  yarınınoyunları sayesinde hayatı aralamaya, serinlemeye devam ettik. İyi ki varlar ve hep olsunlar…
yarınınoyunları aslında deneysel bir proje…Konular, seyirciler tarafından belirlendiği gibi yazarların, yönetmenlerin ve oyuncuların hangi konu başlığında yer alacakları hep kura ile belirlenmiş.

Sami Berat Marçalı’yı gerçekten tebrik etmek gerekiyor.

Ve sonuç…bence muhteşem…yarınınoyunları ile ilgili epey bir yazı okudum. Oturmamışlıklar varmış, o varmış bu varmış…vardır olabilir ama kıyaslanan oyunların arasında böyle bir deneysel proje ürünü olan oyun var mı acaba, bundan pek bahsedilmemiş.

Gelelim Oyunlara,
Cambazın Cenazesi – ağzımın içinde pıt pıt patlayan şekerim, yerken yüzüme gözüme bulaşan pembe pamuk şekerim…iki genç adam neredeyse hiç dekorsuz, hiç kostümsüz, sahnede nasıl böyle çoğaldınız. Nasıl bir yetenektir onlarca insan oldunuz gözümüzde…Dönüşüm, konu başlığına Kentsel Dönüşümün seçilmesi ve yazılması ayrıca tebrik edilmesi gereken bir husus. Kentsel Dönüşüm, henüz çok fark edilmese de ve zaten aslında parası az olanları hedef aldığı ve zaten fark edilmeyecek olsa da kendi içinde çok haksızlıklar barındıran ve mağdurlarını ilerleyen günlerde daha da mağdur edecek bir süreç…Aslında belki de hepimizi…geçmişimizden gelen ve dünün yaşandığına, gerçek olduğuna dair ne kadar delil varsa tek tek giriyor kentsel dönüşüm kazanına…Kazandan çıkan da şişman adamın banka hesabına…parası az olana giren de çıkan da hep aynı zaten…

Cambazın Cenazesi ilk oyunuydu …yarınınoyunlarıprojesinin, izlemeyen varsa çok üzülürüm. Çok sevdiğim oyunları, istiyorum ki herkes izlesin, görsün, duysun…Umarım sezonda tekrar oynar ama sezonda oynamasa bile 22 Eylül’de tekrar sahnede bu sefer kaçırmayın derim.

Poz…gerçek kadınlık halleri…her bir karakteriyle ayrı ayrıkadınlığımıza dokunan, rahatsız eden ve verdiği rahatsızlıktan dolayı oyun bittiğinde ıııhhh pek de olmamış, yok yokkarakterler oturmamış, hikayede kopukluklar var, eh işte dedirten…ama verdiği rahatsızlık etkisi geçince… sinince karakterler üzerimize… yaa aslında güzel oyundu ve aslında çok güzel oyundu dediğimiz bir oyun…Ahlak temalı Poz rahatsız etti…kadınlık hallerimizi, hırslarımızı, önyargılarımızı gösterdi… Tatlı tatlı yaptı bunu, ayrıca çok güldüğümüzü söylemeden nasıl geçelim.

Adalet temalı yarınınoyunları projesinin 3. Deneysel oyunu LET…Yazarı bunu bilerek mi yaptı yoksa böyle mi denk geldi bilmiyorum ama “adalet” temalı oyunun içinde LET kadardı adalet, yani yoktu…ama tam da hayatta olduğu gibiydi. Kadın adı olarak bile kullanılmıyor artık “Adalet”…İzlediğim en farklı oyunlardan biriydi  LET…İş çıkışı gideyim de biraz vakit geçireyim’in çok ötesinde, izleyicisinden çok şey bekleyen, tiyatro sahnesinde yapılması çok zor, zaman ve mekan atlamalarıyla,  geri dönüşleriyle inanılmaz bir deneyimdi. Oyunculuklara zaten bayıldık. Oldukça cesur ve farklı anlatımıyla bir kez daha izleme hevesi uyandırmasının yanında sokakta gördüğümüz bir çok “tipin” ardına bakmamıza da vesile oldu.  

Rüveyda zamansız, mekansız bir savaşın ortasında üç kadın…birbirinden çok farklı üç kadın…her halde kadın olmayı, her halde insan olmayı bize gösteren üç kadın…korkuları, iç hesaplaşmaları, dünyaya meydan okumaları, aşka boyun eğmeleri…bizden…Medya temalı  Rüveyda yarınınoyunları projesinin son oyunu ve anladığım kadarıyla son dakika değişikliği ile yerini bulmuş ikincikat sahnesinde. Lanetlemeye alışık olduğumuz başka bir yaşam mecburiyetini en içerden yansıttı Rüveyda. Henüz kaçırmadınız 17-18-19-20 Eylül’de ikincikat sahnesinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder